Barolar Birliği Başkanı Kral çıplak dedi.


Barolar Birliği Başkanı Sayın Hasan Esendağlı, yeni adli yılın başlangıcı nedeniyle yaptığı basın toplantısında polis için söyledikleri çok önemliydi.
 
Ne demişti Sayın Esendağlı:
“Nüfus artışıyla uyumsuz bir şekilde polis sayısının gerekenin çok altında kalmasının yanı sıra; teşkilattaki yozlaşma, gruplaşma, husumet, terfi, nakil ve görevlendirmeler de yaşanan adaletsizlik, standartsızlık, bunun sonucunda ortaya çıkan verim düşüklüğü gibi sorunlar, polisin şu an kendi sorunlarını bile çözebilecek durumda olmadığı görüntüsünü vermektedir.”
Evet Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı’nın hukukçu kimliği ile yaptığı bu tespit çok önemli bir vurguyu içermektedir.
Nedir o?
Polis şu an kendi sorunlarını bile çözebilecek durumda olmadığı görüntüsü vermesi.
Peki neden?
Çünkü polis kendi iç sorunları dahilinde etkisiz kalıyor. Teşkilat içindeki yozlaşma, gruplaşma,husumet, terfi ve nakiler derken her başı çeken devlet ilkelerinden ve görev yükümlülüğünden uzaklaşarak kendi düzenini kurmaya çalışıyor.
Haliyle bu durum da polisin işlevsel alanını ihmale dönüştürüyor. Nitekim son yıllarda vuku bulan ve polisin çeşitli kademelerinden insanların görevlerini ve yetkilerini kötüye kullanma eğiliminde olduklarını görüyoruz. Bunu belirtirken elbette bu teşkilat içinde canla başla aldığı yetkiyi toplum yararına kullanan ve gecesini gündüzüne katan dürüst polisleri de tenzih ediyorum. Dolayısıyla bugün Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı’nın çıkıp bunu dillendirmesi sadece Barolar Birliği nezdinde değerlendirilmemeli elbet.
Zira bugün polis teşkilatı içindeki bu görüntüyü gözlemleyen sadece Barolar Birliği değildir.
Gelip giden hükümetler de olup bitenin farkında olmasına karşın bugüne kadar çıkıp bunu yüksek sesle dillendiren olmadığı gibi bu duruma yetkileri dahilinde müdahale etmeye çalışanı da görmedik.
Kısacası bu anlamda polis teşkilatına çomak sokabilecek cesarete sahip siyasetçi ortaya çıkmamıştır.
Zira polisin bağlı olduğu kuvvet bu anlamda siyasetçiyi görme,duyma,konuşma modunda kalmaya zorlamıştır.
Peki neden?
Korkudan elbette.
Kişisel ikballerini ortaya koymaktan çekindikleri için. Ve tabi polis teşkilatının yıpranmasını doğru bulmadıklarından dolayı.
Lakin bu korku ve çekince bugün bunu sorgulamaktan kaçındıkları için teşkilat içinde sorunların katlanarak büyümesine sebep oldu.
Ve içinden çıkılamaz noktada çarpık ilişkilere korkunç bir zemin ve hareket alanı yarattı..